Başkan Biden’in 20 Ocak 2021’deki yemin töreni konuşması iyi niyet dilekleriyle doluydu, ancak gerçeklerle çelişiyordu [1].

Bir demokrasi methiyesi ve ulusal birlik çağrısı söz konusuydu.

 Bununla birlikte, demokratik olmayan bir seçimle göreve gelen birinin selefini ve seçmenlerini anti-demokratik olmakla suçlaması saçmalıktır. Bir diktatörlükte olduğu gibi, oy sayımının pek çok yerde, kapalı kapılar ardında, seyirci veya gözlemci olmaksızın gerçekleştiğini anımsatalım. Bu arada, « demokratik » devletlerin bu konudaki sessizliği oldukça şaşırtıcıdır.
 Ayrıca 25.000 silahlı adamın koruması altındaki bir avuç ayrıcalıklının önünde ulusal birlik çağrısında bulunmanın gerçeküstü bir yanı vardı.

Konuşmanın geri kalanına gelince, bu emperyalizmin geri dönüşünün ve onun ABD istisnacılığıyla gerekçelendirilmesinin bir ilanıydı. Başkan Biden, « biz büyük bir milletiz. Biz iyiyiz » (...) « Irksal adaleti tesis edebilir ve Amerika’yı yeniden dünyada İyiliğin lider gücü haline getirebiliriz » dedi. Afganlar, Iraklılar, Libyalılar, Suriyeliler, Yemenliler ve Lübnanlılar bunu takdir edeceklerdir.

Bütün bunlar yeni bir şey değildir, ancak emperyalizm kabusunun sona erdiğine inanılıyordu.

Joe Biden’in daha önce yaptıkları

Joseph Robinette Biden Jr. (78 yaşında) siyasete yarım asırdan fazla bir süre önce girdi. Yedi kez senatörlük (1973’ten 2009’a dek) ve iki kez başkan yardımcılığı (2009-2017) görevlerini üstlendi.

Delaware’nin seçilmiş bir temsilcisi olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin denetimi dışında kalan vergi cennetlerine yönelik operasyonlarına katıldı. Sermaye sahiplerinin, varlıklarını dünyanın en büyük vergi cenneti haline gelen Delaware’e aktarmaya zorlanması söz konusuydu.

Üstlendiği bütün görevleri süresince, öncelikli olarak Pentagon’un çıkarlarını savundu.
 Yugoslavya’daki savaşlar sırasında Bosnalı Müslümanların silahlandırılması için kampanya yürüttü ve Usame bin Ladin’in Arap Lejyonunun yanı sıra Suudi ve İran birliklerinin faaliyetlerini destekledi [2]. Arkadaşı Cumhuriyetçi Senatör John McCain ile birlikte Başkan Bill Clinton’ı Kosova’ya müdahale etmeye sürükledi.
 Afganistan’daki savaş sırasında, Afgan-ABD vatandaşı Devlet Başkanı Hamid Karzai’yi desteklemek için oraya giden ilk siyasi şahsiyettir.
 Irak’a karşı bir savaş başlatılması ve Başkan Saddam Hüseyin’in öldürülmesini fikrini destekledi. Daha sonra Rumsfeld/Cebrowski stratejisine uygun olarak Irak’ı mezheplerine göre üç ayrı ülkeye bölme planına adını verdi.
 Başkan yardımcısı olunca, Libya’daki duruma ilişkin BM İnsan Hakları Komisyonu’nun yönlendirilmesi sürecine katıldı ve böylece bu ülkenin yıkılmasını meşrulaştırdı. Aynı şekilde Suriye’ye karşı yürütülen propagandaya katıldı ve cihatçıları destekledi. Ancak Rusya’nın müdahalesinden sonra Beyaz Saray bu ülkeden tüm düzeneğini geri çekmeye kalkıştığında, burada işlenen suçların sorumluluğunu Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’nin üzerine attı, daha sonra sözlerini geri aldı.

Joe Biden aynı zamanda Hollywood’un büyük bir destekçisidir. Megaupload gibi korsan yükleme sitelerinin kapatılması ve büyük stüdyoların telif haklarını korumak üzere bu sitelerin tasarımcılarının tutuklanması için büyük çaba harcadı.

Joe Biden’ın sağlık durumu ülkeyi yönetmesine izin vermiyor

ABD Başkanının bunak olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Seçim kampanyası sırasında insanları ve mekanları defalarca birbirine karıştırdı ve hatta bir ara beş yıl önce ölen oğlunun yapacağı girişimleri desteklediğini söyledi. Bu nedenle görevini tek başına yürütecek durumda değildir. Şimdilik, genel sekreteri Ron Klain onun adına karar verecektir. Kongre’nin, başkanın görevi yerine getirecek durumda olmadığını yakın zaman içerisinde tespit etmesi ve iktidarı başkan yardımcısı Kamala Harris’e devretmesi beklenebilir.

Ron Klain, bugün itibariyle Çin’de kar elde eden çok uluslu şirketlerin çıkarlarının koyu savunucusudur. Eşi Monica Medina bir çevrecidir. Servetini çokuluslu şirketlerin üretimlerini Çin’e kaydırmalarından edinen küresel milyarderlerden oluşan Wallmart şirketinin sahibi Wharton ailesi tarafından istihdam edilmiştir.

Joe Biden’ın attığı ilk adımlar

Beyaz Saray web sitesi yeni başkanın altı önceliğini duyurmaktadır:
 1. iklim (yani temiz enerji devrimi);
 2. ırksal adalet (özellikle eşitlik değil);
 3. ekonomi (Kovid-19 öncesi duruma geri dönülmesi hedeflenmektedir);
 4. sağlık (sağlık sistemini sadeleştirmeyi ve maliyetlerini düşürmeyi amaçlamaktadır);
 5. göç (kolaylaştırılması söz konusudur);
 6. Amerika’nın küresel itibarını yeniden tesis etmek.

Biden’in göreve başlama gününde bir dizi metin yayınlandı. Metinler bu programa yalnızca kısmen yer vermektedirler ve parti içerisindeki aşırı solcu (bugün aşırı sol sözcüğünün hala bir anlamı olduğunu varsayarsak) şahsiyetler tarafından yazılmıştır.

İlk başkanlık açıklaması, yemin töreni gününü birlik günü haline getirmeyi amaçlıyordu [3]. Söylevinde Aziz Augustinos’a göndermede bulunan Assisili Aziz Francesco’dan söz ederek, demokrasinin her şeyin önünde geldiğini belirtir (Donald Trump’ın hiçbir şeye saygı duymayan « zavallı » seçmenlerine bir ima) ve bütün Amerikalıları bir sonraki bölümü yazmaya çağırır.

Ardından Başkan Biden, Paris İklim Anlaşması’na yeniden katılma niyetini açıkladı [4]. Medyada yapılan sunumun aksine, aslında sera gazı emisyon haklarını yetkilendiren mali tazminat sisteminin yeniden entegre edilmesi; yalnızca Chicago Menkul Kıymetler Borsası sahiplerinin yararlanabileceği ve iklim üzerinde herhangi bir etkisinin olması muhtemel olmayan bir sistem söz konusudur [5].

İlk kararname, ırksal « adaleti » öne çıkarmak üzere hazırlandı [6]. Irksal eşitlik, insanların hepsinin eşit olduğunu ve bu nedenle ırkların var olmadığını varsayacaktır. Aksine Başkan Biden, insanlığın farklı ırklara bölündüğüne ve nüfusunun büyüklüğüne bakılmaksızın her birine adil davranılması gerektiğine inanmaktadır. Bu, neo-Püriten düşünceye özgü anti-demokratik bir tavırdır. Joe Biden yüklü bir ırkçı şakalar geçmişine sahip olduğu için (Barack Obama’ya karşı olanlar da dahil), bu kararnameyle bunların unutturulması hedeflenmektedir.

İkinci açıklama, ABD’ye girişlerde uygulanan « ayrımcı » yasaklara son vermek için yapıldı [7]. Başkan Trump, elçiliklerinin cihatçı olup olmadıklarını doğrulayamadığı ülkelerin vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklamıştı. Bay Biden ve arkadaşlarının harabeye çevirdiği genişletilmiş Orta Doğu’daki ülkelerin hepsinde büyük bir Müslüman nüfusu yaşıyordu. Yeni başkan bu nedenle bu güvenlik önleminin Müslümanlara karşı ayrımcılık anlamına geldiğini düşünmektedir.

Bir ikinci kararname, tüm federal yönetimlerde cerrahi maske takılmasını zorunlu kılmaktadır [8]. Başkan Biden, Kovid-19 karşısında tüm bilimsel önerileri uygulamak niyetindedir. Maskeyi zorunlu kılarak memurlarını koruduğunu iddia etmektedir. Bununla birlikte, Center for Disease Control and Prevention (CDC, federal salgın kontrol kurumu), maske takılmasını değerlendirmek üzere konuyla ilgili dünyadaki tüm tıp literatürünü kısa süre önce gözden geçirmişti. Kurum, günlük yaşamda hiçbir faydası olmadığı, ancak birlikte şarkı söyleyen veya bağıran insanların bir araya gelmesi sırasında (spor maçları, konserler veya dini törenler) salgını azaltabileceği sonucuna vardı. İtaatkar CDC, bilimsel önerilerini derhal başkanlık söylemiyle uyumlu hale getirdi.

Üçüncü kararname göçmen politikasını gözden geçirmektedir [9]. « Uyanış » (woke) ideolojisine uygun olarak, Meksika sınırındaki duvarın inşaatının durdurulması ve Güney Amerikalı göçmenlerin gelişinin düzenlenmesi söz konusudur. On binlerce Honduraslıdan oluşan bir kalabalık, « özgürlük ülkesi » için hemen yola koyuldu.

Bir sonraki kararname nüfus sayımı kurallarını değiştirmektedir [10]. Nitekim Başkan Trump, yasadışı göçmenleri sayımın dışında tutmuştu. Oysa aynı kararnamenin metnine göre, bunları sayarak, federe devletlere tahsis edilen göçmenlik yanlısı parlamenterlerin sayısının artırılması umut edilebilir. Herkesin gözü önünde bu şekilde bir seçim sahtekarlığının yapılması oldukça nadir görülen bir durumdur.

BM genel sekreterine yazılan bir mektup, onu ABD’nin yakında Dünya Sağlık Örgütü’nden çekilme kararından vazgeçtiği konusunda bilgilendirmektedir [11]. Burada da Başkan Trump, bu kuruluş ABD CDC’sine bağımlı olmaktan çıkıp Çin’e ait bir başkasına bağımlı hale geldiği için çekilmeyi seçmişti. Ortada yeni bir veri olmadığına göre, Başkan Biden’in geri çekilme kararından vazgeçme kararı tamamen ideolojiktir.

Devamı, cinsiyetine bakılmaksızın herkesin kendi cinsiyetini seçmesine izin vermeyi hedefleyen karar gibi kulağa hoş gelmektedir [12]. Bu nedenle Beyaz Saray internet sitesinin « Bize ulaşın » bölümü (Contact Us) cinsiyetinizi belirtmenizi istemektedir: erkek, kadın, tarafsız ya da diğeri. Ya da aynı şekilde alınan yeni kararlar, her sporcunun erkekler veya kadınlar yarışmalarında yarışmak isteyip istemediğini seçmesine izin verecektir.

Bu metinlerin belirli seçmenleri tatmin etmekten başka bir amacı olmaması veya neo-Püriten bir zümre tarafından yazılmış olması olasıdır, ancak Başkan Biden tarafından tercih edilen yönü belirtmeleri de mümkündür. Başkan Trump’n görevi bırakması ve artık Cumhuriyetçi Parti tarafından görmezden gelinmesinden bu yana bu daha da şaşırtıcıdır. Zaten yere düşmüş olan bir adama vurmak ve seçmenlerini kışkırtmak için hiçbir neden yoktu. Selefinin yaptığı her şeye karşı geliştirilen bu çocukça tavır, Demokrat Parti’nin aşırı solunu hiçbir şekilde sakinleştirmediğinden, daha da hatalıdır. Yemin töreni gününde Trump taraftarlarının protesto gösterileri düzenlemesi bekleniyordu, ancak hiçbiri gerçekleşmedi. Bununla birlikte ertesi gün, birkaç büyük şehirde sokak çatışmalarına neden olan, « Fuck Trump! Fuck Biden ! » diye bağıran Antifalar oldu.

Aslında, Başkan Biden bölünmeyi beslemekte ve bu kez de kendisi iç savaşa doğru ilerlemektedir.

Çeviri
Osman Soysal

[1«Inaugural Address», by President Joseph R. Biden, Jr., White House, January 20, 2021.

[2Pentagon’un yedek gücü olarak Müslüman Kardeşler”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Murat Özdemir, Voltaire İletişim Ağı , 5 Temmuz 2019.

[3A National Day of Unity”, Joe Biden, White House, January 20, 2021.

[4Paris Climate Agreement”, Joe Biden, White House, January 20, 2021.

[5The Climate Pretext (Part 3) - 1997-2010: Financial Ecology”, by Thierry Meyssan, Translation Roger Lagassé, Оdnako (Russia) , Voltaire Network, 7 December 2015.

[7Proclamation on Ending Discriminatory Bans on Entry to The United States”, Joe Biden, White House, January 20, 2021.

[8Executive Order on Protecting the Federal Workforce and Requiring Mask-Wearing”, Joe Biden, White House, January 20, 2021.

[11Letter to His Excellency António Guterres”, Joe Biden, White House, January 20, 2021.