ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bakanlıktan ayrıldığı zaman New York Times gazetesine verdiği bir mülakatta, bakanlık görevi sırasında yapılan icraatlar için hazırlanan bilançoyu savunmuştur. Mülakat sırasında, “off the reccord” olması kaydıyla gazeteciler, başka makalelerinde ima ettikleri bazı mahrem konularda Bakan Clinton’a sırdaş olmuşlardır.
Hillary Clinton, 2016 yılında yapılacak ABD Başkanlık seçiminde şansını ucu açık bırakmaya özen göstererek, ABD’nin Suriye’de yaşamakta olduğu fiyaskodan sorumlu olarak Başkan Barack Obama’yı işaret etmektedir. Yürütülen örtülü savaş üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, NATO müdahalesine zemin hazırlayıp, Esat rejimini yıkmakla görevlendirilen silahlı gruplar “devrimci” olma iddialarını kaybetmiş ve şimdilerde ise fanatik bir hal almışlardır. Sağlığı yerinde ve görevinin başında bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ülkesi yönetiminde her zamandan daha fazla üstünlüğü elinde bulundurmaktadır. ABD diplomasi çevreleri her hafta dünya kamuoyuna “diktatörün düşüşünü” ilan ederlerken sonunda gülünç hale düşmüşlerdir. Rusya ve Çin yönetimleri, Birleşmiş Milletlerde veto etmek suretiyle, üç defa ABD’ye şamar indirmiş ve kazanan en büyük taraf olmuşlardır.
Bakanlık görevini devreden Clinton’a göre Suriye’de yaşanılan fiyaskonun nedeni görevinin ifası sırasında dinlenmediğinden kaynaklanmaktadır. Bayan Clinton, eskiden düşman kampında yer alıp, şimdi ise müttefiki olan CIA Başkanı David Petraeus ile birlikte, 2012 Haziran sonu itibariyle, Beyaz Saray’a savaşçı gruplara askeri destek verilmesi planı sunmuştur. Ayrıca, eski Dışişleri Bakanına göre, Başkanlık seçim kampanyasında tekrar seçilmek üzere seçim çalışmalarıyla meşgul olan Obama tarafından, görüşme faaliyetlerini Kofi Annan’ın yürüttüğü, İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan Suriye konulu uluslararası toplantının sonuç bildirgesi lehine olacak şekilde, sunmuş olduğu planına gerekli destek verilmeyerek reddedilmiştir.
ABD eski Dışişleri Bakanına bakılırsa, yürütülen faaliyetlerde her şeyin kontrolü ele alınması gerekirdi. Çünkü Fransa, İngiltere ve Körfez Devletleri bu faaliyetleri istismar etmiş ve cihatçı eğilimlere destek vermişlerdir. Oysa tam aksine, eski Bakan Clinton, Suriye’de, Devlet Başkanı Esad’ın yasal zemini ortadan kaldıracak şekilde, meşru bir muhalefet yaratma çabası içerisindeydi. ABD’nin, taşeron muhalefetin yaptığı hataları telafi etmesi amacıyla, savaşçı grupları doğrudan silahlandırması, sevke ve idare etmesi önerisinde bulunmuştur.
ABD Genel Kurmay Başkanı Martin Dempsey, ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi huzurunda yaptığı açıklamada Suriye’de savaşçı gruplara askeri destek verilmesi planını savunmuş ve aynı zamanda, Savunma Bakanı Leon Panetta ile birlikte, bu planın taraftarı olduklarını da ifade etmiştir.
Gerçek acıdır. “Meşru bir muhalefet yaratmak, yani, demokratik ve çok yönlü bir muhalefet” oluşturmak suretiyle Suriye’deki rejimi devirmeye çalıştıklarını itiraf etmiştir. Bayan Clinton, Suriye’de daha önce ve şimdi de bu tarz bir muhalefetin olmadığını kabul etmiştir. Ayrıca, yönetim meşruluğunun zaten var olduğunu ve bu meşruluğun Başkan Esad’ın yanında yer almış olduğunu da itiraf etmiştir.
Eski Bakan Bayan Clinton, Başkan Obama’ya Haziran ayında bir müdahale planını sunduğunu kamuoyuna açıklarken, aslında Cenevre Bildirgesine karşı olduğunu da itiraf etmiştir. Bütün veriler o dönemde Cenevre Bildirgesini sabote edenlerin Bayan Clinton ve David Petraeus olduğu yönündedir. Clinton’ın kamuoyuna yaptığı açıklamanın tam tersine, Başkan Obama’nın seçim kampanyası döneminde meşgul olduğu konular eski Dışişleri Bakanı planını reddetme yönünde değil de, Cenevre Bildirgesini sabote edenlere karşı hemen yaptırım uygulamaması yönünde olmuştur. Beyaz Saray, General Petraeus’ın istifasını almak için, seçimlerde alınan zaferin sonrası bir zamanı beklemiştir. Beyaz Saray, belki de, Hillary Clinton’un nötralize edilmesi amacıyla gerekli adımların atılması ve bir aylık uzun bir zaman bakanlık görevinde uzakta kalması için beklemiştir.
Genel Kurmay Başkanı General Demsey’in ve Savunma Bakanı Leon Penetta ile birlikte savaşçı gruplara silahlı destek verilme açıklaması şemsiyenin açılmasına yol açmıştır. Ancak, bulundukları makamlar farklı olması itibariyle, destek verilme açıklaması değişik boyutlarda ifadesini bulmuştur. Onlar açısında, Suriye’ye müdahale etmeye hazır oldukları yönünde beyanat vermek suretiyle, Suriye konusunda fiyasko yaşamadıklarını ve olup bitenler konusunda aslında hiçbir sorumlulukları olmadığını göstermeye çalışmaktadırlar. Doğrusu, Rusya ve Çin yönetimlerinin vetosundan sonra, büyük çaplı kontra’ları kullanmak suretiyle Suriye rejimini devirebilecekleri şeklinde hazırlanan analizi onaylamaya sunanlar yine onlar olmuştur.
Washington’da görevden ayrılan üst düzey yöneticiler, ne olursa olsun, sayfanın aslında ters çevrildiğini teyit ederek, kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Çünkü Başkan Obama ekibini değiştirmiş ve izleyeceği politikasında da değişiklik yapmıştır.
Bizimle iletişimde kalınız
Bizi sosyal ağlardan takip ediniz
Subscribe to weekly newsletter