ABD Savunma Bakanı müttefiklerine hepinize teşekkür ederim demeye geldi. Sizinle birlikte, savaşı hemen hemen tüm Ortadoğu’ya ve Ukrayna’ya yaymayı başardık. Hala dünyanın efendileriyiz, yeter ki seçilmiş Başkan Trump mirasımızı sürdürmek istesin.
Görev süresi dolan Obama yönetimi adına « Asya, Ortadoğu ve Avrupa’da konuşlu ABD birliklerine teşekkür etmek ve önemli ortak ve müttefikleriyle görüşmek üzere dünya turu » yapmakta olan Pentagon’un şefi Ashton Carter, bugün İtalya’ya geliyor.
Carter turuna 3 Aralık’ta, kendisine « güç kullanımı yoluyla barış » ödülünü veren « Reagan Forumu »’nun kapanış konuşmasını yaptığı Kaliforniya’dan başladı.
Carter ardından, ABD birliklerinin resmigeçidini izlediği ve Savunma Bakanı Tomomi İnada ile görüştüğü Japonya’ya gitti. 50 000 ABD askerinin topraklarında yer almasına yılda 1,6 milyar dolarla katkıda bulunan Japonya, Çin’e karşı « savunma amaçlı » olarak yönlendirilen ABD füze sistemlerinin ileri üssü olarak özel bir önem atfedilen ve Pentagon’un altını çizdiği gibi « saldırıya uğrayacak diğer ülkeleri de koruyabilecek yeteneğe sahip » bir müttefiktir.
Carter Japonya’dan, Suudi Arabistan’dan sonra dünyada ABD silahlarının en büyük ikinci alıcısı olan Hindistan’a uçtu. Bu durum, eş zamanlı olarak Brezilya’daki « anayasal » darbe ile saldırıya uğrayan BRİCS grubunu mayınlayarak, Hindistan’ın Rusya ile ilişkilerini zayıflatmayı hedefleyen Washington’un stratejisinin sonucudur.
Pentagon’un şefi ardından, Emirlik tarafından finanse edilen etkin bir İngiliz düşünce kuruluşu olan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından düzenlenen « Manama Diyalogu » toplantısına katıldığı Bahreyn’e gitti. « Amerikan stratejisinin Ortadoğu anlayışı » konusunda konuşan Carter, bu bölgede, 5 000’den fazlası Irak ve Suriye’de olmak üzere 58 000’den fazla ABD askerinin « sadece IŞİD (İslam Devleti) gibi teröristlerle savaşmak için değil ama aynı zamanda bizim ve müttefiklerimizin çıkarlarını korumak üzere » (ayrıntılı bir şekilde belgelendiği gibi, ABD ve Körfez monarşilerinin, Suriye ve Irak’taki stratejilerine uygun olarak gizlice IŞİD’i desteklemeklerinin nedeni) üslendiğinin altını çizdi. Carter Rusya’yı, Suriye’de IŞİD ile mücadele etmemekle ama sadece « sivil savaşı körüklemek ve Suriye halkının çektiği acıların sürmesine » neden olmakla suçladı. Ardından « İran’ın füze konuşlandırmaya devam ettiğini », ABD’nin müttefikleriyle birlikte, Katar’da güçlü bir radar, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Thaad füzeleri ve başka füze sistemlerinden oluşan (aynı fırlatma rampalarının nükleer dahil diğer saldırı füzeleri için kullanabileceği göz önünde bulundurulduğunda aslında savunma değil saldırı amaçlı) « bir bölgesel füze savunması » oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Carter Bahreyn’den, dün Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ile birlikte, ABD ile gittikçe daha da sıkılaşan ve « geçen Eylül ayında imzalanan on yıllık yardım anlaşmasıyla daha önce görülmemiş bir düzeye taşınan » askeri işbirliğinin simgesi olan ilk iki F-35 avcı uçağının İsrail hava kuvvetlerine katılım törenine katıldığı İsrail’e geçti.
Pentagon’un şefi bugün, resmi bir belgede de açıklandığı gibi « Rusya’nın Doğu Avrupa’daki saldırganlığını caydırmak ve NATO’nun güney cephesinin güçlendirilmesi için ABD ve dünya ölçeğindeki koalisyonunun harekatlarını desteklemek için » bu ülkede bulunan ABD birliklerine yönelik iki günlük gezisi için İsrail’den İtalya’ya geliyor.
15 Aralık’ta, « IŞİD karşıtı koalisyonun » bir toplantısıyla sona erecek olan dünya turunun siyasal hedefi çok açık: iktidarı devretmeden önce, seçimi kazansaydı demokrat Hillary Clinton’un sürdürmesi beklenen, Güney’den Doğu’ya gerilim ve savaş cephelerinin açık kalmasına yönelik olan ve demokrat Obama’nın Cumhuriyetçi Donald Trump’a miras olarak bıraktığı Obama yönetiminin stratejisini yeniden ifade etmek.
En azından Trump, Nobel Barış Ödülü’nü almamış olma onuruna sahiptir.
Bizimle iletişimde kalınız
Bizi sosyal ağlardan takip ediniz
Subscribe to weekly newsletter