NATO’nun Danimarka’daki Stay-Behind ağlarının uzantısı

Sandagergård’daki (Amager Adası) FE dinleme merkezi

Danimarka basını, ABD’nin kendi idareleri ve özel savunma şirketlerine yönelik geniş çaplı casusluk operasyonuna devletin katılımıyla ilgili bir dizi ifşaat yayınladı.

1992’de Başkan Bill Clinton’un o zamanki Danimarka Başbakanı Poul Nyrup Rasmussen’den ülkesinin internet ağı bünyesine erişim izni istediği anlaşılıyor. Ateşli bir Atlantikçi olan Rasmussen, buna izin verdi. NSA (National Security Agency) ile FE (Forsvarets Efterretningstjeneste) arasındaki ilişkiler için izlenecek izler yazılı olarak belirlendi.

Bu düzenek, ABD’nin tüm Danimarkalıların internet üzerindeki herhangi bir faaliyeti yanı sıra yabancıların Danimarka’dan üzerinden yürüttükleri faaliyetlere müdahale etmesine olanak sağlamaktadır.

Barack Obama’nın görev süresi boyunca (yani Edward Snowden’ın açıklamaları ve ABD’nin müttefiklerine yönelik artık casusluk yapmama taahhüdünden sonra), Birleşik Devletler bunun sayesinde Danimarka’nın savaş uçağı ihalelerine hile karıştırma ve Danimarka ve Avrupa sanayisinin zararına F-35’i dayatma imkanı bulmuştur.

Kamuoyu aldanarak bu davayı bir casusluk olayı olarak görmektedir. Gerçekte, bizzat Başbakan tarafından onaylanarak Danimarka askeri ve elektromanyetik istihbarat servisi tarafından uygulanmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra önce CİA (USA), ardından da NATO (USA + UK) tarafından Stay-behind (Gladio) ağı adı altında uygulamaya konan düzeneğin devamı niteliğindedir. Anglosaksonlar, Sovyetler Birliği’ne karşı mücadele bahanesiyle, bir başbakana suikast düzenleyecek ya da darbe örgütleyecek kadar ileri giderek müttefik ülkelerin içişlerine hakkını kendilerinde görüyorlardı. 1989’da feshedildiği iddia edilen Danimarka’nın Stay-behind ağının kolu olan FE’nin (Forsvarets Efterretningstjeneste) Absalon merkezinde yer alıyordu [1]. Her şey, aynı düzeneğin şu anda tüm NATO üyesi devletlerde faal olduğunu göstermektedir.
yardım elde etmeyi başardığı söylenmektedir.