İsrail, Ağustos 2014 tarihinde Golan Tepelerindeki tampon bölgeden Mavi Berelilerin kovulması sürecine katkıda bulundu ve iki yıldan beri bölgenin denetimini lojistiğini sağladığı El Kaide örgütüne emanet etti. Ardından, Binyamin Netanyahu 338 sayılı kararı ihlal etme ve işgal altındaki Golan Tepelerini ilhak etme niyetini açıkladı. Bu kadarı fazlaydı. ABD ve Rusya Federasyonu, Tel Aviv’i aklını başına getirmeye karar verdi.
Güvenlik Konseyinin yakınlarda, Birleşmiş Milletler Ateşkesi Gözlem Gücü (UNDOF) yani Golan Platosunda İsrail ve Suriye Arap Cumhuriyeti arasında konuşlanmakla görevli Mavi Berelilere ilişkin ABD ve Rusya Federasyonunun ortak olarak kaleme aldığı bir karar metnini kabul etmesi bekleniyor.
28 Ağustos 2014 tarihinde, El Nusra Cephesi (El Kaide) tampon bölgeye sızmayı başarmış ve 45 Fiji’li Mavi Bereliyi rehin almayı başarmıştı. Birleşmiş Milletlerin talimatlarına karşı gelen Filipinli Mavi Bereliler onları kurtarmayı dener. Sonuç olarak, İsrailli askerlerin eşlik ettiği İrlandalı Mavi Bereliler cihatçılarla temas kurmayı başardı. Uzun süren pazarlıklar sonucunda, BM El Nusra’yı terörist örgütler listesinden çıkarmayı reddetse de, banka havalesi yoluyla (!) fidye ödemeye razı oldu. Rehinelerin serbest bırakılacağı, BM tarafından değil de Londra’dan MI6’in örtülü STK’sı Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından açıklandı. Birleşmiş Milletler, ne Fiji’lileri gözden çıkarma emirlerini gerekçelendirdi ne de El Kaide’nin banka hesabına ilişkin olarak bir soruşturma yürüttü.
O dönemden beri, bu rol El Kaide’ye devredildiği için, bölgede 338 sayılı kararın uygulanmasını güvence altına almak için Mavi Bereli bulunmuyor. Cihatçılar Suriye Arap Ordusunun saldırısına uğrayıp yaralandıklarında İsrail topraklarına geri çekiliyor ve Ziv Medical Center’de tedavi gördükten sonra İsrail Ordusu tarafından savaşa kaldıkları yerden devam etmek üzere sınıra geri getiriliyorlar.
17 Nisan 2016 tarihinde İsrail, Golan Platosunda Bakanlar Kurulu toplantısı düzenleyerek provokasyon yaptı. Başbakan Binyamin Netanyahu toplantıda ülkesinin hiçbir zaman 338 sayılı BM kararını uygulamayacağını ve Golan’ı iade etmeyeceğini açıkladı.
14 Haziran 2016’da, eski Başbakan Ehud Barak, Netanyahu’nun sorumsuz politikasını teşhir etmiş ve İsrailli yöneticileri her türlü imkanı kullanarak onu devirmeye davet etmişti.
Söz konusu karar tasarısının aşağıdaki hususları içeriyor:
– « Güvenlik Konseyi ara hat bölgesinde silahlı muhalif grupların hiçbir silahlı faaliyetinin olmaması gerektiğinin altını çiziyor ve üye Devletleri, UNDOF’un harekat alanında mevcut bulunan Suriyeli silahlı muhalif gruplara, barış gücü askerlerinin hayatlarını tehlikeye atacak her türlü faaliyeti sonlandırmaları ve BM personeline, görevlerini güven içerisinde yerine getirmeleri için ihtiyaç duydukları özgürlüğü tanımaları konusunda açık ve ısrarlı bir şekilde uyarmaya davet etmektedir;
– UNDOF dışındaki tüm gruplardan, görev gücünün mevzilerini ve Kuneytra geçiş noktasını terk etmeye ve Mavi Berelilere ait araçları, silahları ve diğer her türlü malzemeyi iade etmesini talep etmektedir; »
İsrail, altmış yıldan beri Arap ve Müslüman terörizminin tehlikesinden şikayet etti. Şimdiyse Golan Tepelerinde, UNDOF’un sürülmesine yardımcı olmuş ve tampon bölgeyi El Kaide’ye emanet etmiştir.
Dolayısıyla, iki yıl boyunca Uluslararası Hukukun ihlal edilmesinden sonra, Güvenlik Konseyi UNDOF’u bölgede yeniden konuşlandırmalı ve İsrail’e terörist örgüte verdiği desteği sonlandırması talimatı vermelidir.
İsrail Devleti bugüne kadar, Güvenlik Konseyinin kendisiyle aldığı hemen hemen hiçbir karara saygı göstermedi.
Bizimle iletişimde kalınız
Bizi sosyal ağlardan takip ediniz
Subscribe to weekly newsletter